12 Ağustos 2013 Pazartesi

Hasiktir Ankara yok!

Ankara yok lan kaç gündür! Hayır bayadır bi eksiklik var hayatımda hissediyorum ama ne olduğunu anlayamıyorum. Bugün fark ettim, meğerse Ankara yokmuş.

Trafikteyim bugün, kırmızıda bekliyorum, dalmışım gitmişim, yeşil yanmış, bi kaç saniye de dönmemişim. İnanır mısınız kendi kendime döndüm. Ömrümde ilk defa arkamdan biri iteklemedi hadi birader (gardaş) diye. Kornanın eksikliğini fark eder etmez arkama baktım. Hasiktir! Ankara yok! Sağa çektim hemen arabayı. İndim. Panik içerisindeydim. Trafikte hemen ensemde biten, yolda sürekli omuz atan, yanımdaki kız arkadaşların bacaklarını kesen, yere tüküren, göğe küfreden Ankara yürümüş gitmiş.

Araca bindim gerisin geri. Hemen yolumu tamamlayıp telefona sarıldım. Öyle ya uyuz olsam da, sevmesem de ilişkimiz artık alışkanlıktan dolayı devam etmekteydi, onsuz yapamazdım. Aradım.
-Kardeş kusura bakma yeni farkettim nerelerdesin?
-Gardaş goptuk gittik ya az köye gittim bayramda, sonra da ver elini deniz. Vay amana goyem burada ne biçim garılar var aklın hayalin durur. Oteli de ucuza gettik, akşam ona gadar içiyoz amanı sikem, beleş! Valla dönesim yok ama iş güç var.

Doğru ya, sonra köşe başlarında kim hayvan gibi yüksek sesle küfredip tespih sallayacak. Kim yapacak bu işi? Benim yapamayacağım besbelli. Sen bayramdan hemen sonra gel yine ensemize üfle Ankara. Trafikte saliselik duraklamalarıma korna çal, sürekli ayık tut bizi sıkıntı çıkarma ihtimaline karşı. Gece 3'te son ses ankara havasıyla gez faça şahininle ki yalnız olmadığımızı anlayalım. Laf aramızda senin tipini sikiyim la! Seni sevmiyom ama sensiz de bi o kadar yapamıyom ipne!

Not: Haziranın 4'ünde yan yana direndiğimiz, talcid'imizi paylaştığımız ama adını bilmediğim İncesu bebesi! Sana selam olsun it.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder